23 Mayıs 2012 Çarşamba

12 Mayıs 2012 Cumartesi

En Yaratıcı Anneler Günü Hediyesini mi Arıyorsunuz?


Anneler Günü’nün en yaratıcı hediyesini aramanıza artık gerek kalmadı. Vestel'in bu yılki Anneler Günü’ne özel tasarladığı Anne Bak N’aptım Facebook uygulamasıyla, annenizin sevinç gözyaşları garanti :)

Malum, sosyal medyanın popülerliği arttıkça, “kaç yaşında olursa olsun, yeter ki gözümün önünde olsun” diyen annelerimiz, Facebook’ta da “arkadaşımız” oldular. Bir hesap açar açmaz da genelde yaptıkları ilk iş, profil ya da kapak fotoğraflarına biricik evlatlarının resimlerini koymak oluyor.

İşte buradan yola çıkan Vestel, Facebook sayfasındaki Anne Bak N’aptım uygulaması ile kullanıcılara, Anneler Günü’nü Facebook’ta “anne stili” kutlama şansı veriyor.  Vestel'in bu uygulamasıyla, Anneler Günü kutlamanızı Facebook kapak resminize taşıyıp, annenize olan sevginizi dünyaya ilan edebiliyorsunuz. İsterseniz kendi annenizin fotoğrafını şablonlara yerleştirerek kendinize özel bir tasarımla, isterseniz de önceden hazırlanmış tasarımlardan birini kullanabiliyorsunuz.

Üstelik, annesi için tasarım yapanlar çok özel bir indirime de hak kazanıyor. Bu Anneler Günü’nde annesine en yaratıcı hediyeyi vermek isteyenler buraya:

Bir bumads advertorial içeriğidir.

1 Mayıs 2012 Salı

Yeni Bir Yaşama Başlamanın En İyi Yolları

http://ush.re/9a5g biz7.blogcu.com
Konu gayrimenkul olduğunda nerden başlayacağınızı bilemiyorsanız, artık tüm sorunlarınızı yanıtlayacak bir kaynağınız var.

Konut projelerinden yatırım fırsatlarına, kentsel dönüşüm planlarından konut kredilerine kadar emlak sektörüyle ilgili bilmek istediğiniz herşey her Pazar yeni Hürriyet Emlak Gazetesi Yeni Bir Yaşamda...

Haftanın son günü, YENİ BİR YAŞAM’ın ilk günü.

25 Nisan 2012 Çarşamba

2012 de evlendiniz evlendiniz :)

Bu yıl(2012) evlendiniz evlendiniz. Yıl 12 ay ediyor.  :)) niye mi. niyesi; 08.08.2008- 10.10.2010- 12.12.2012  olduğu üzere:)))



24 Nisan 2012 Salı

Banvit'ten Son Nokta



Banvit AŞ. beyaz et ile ilgili medyada yer alan gerçek dışı haberlere son noktayı koymak için bir bilgilendirme yayınladı. Tüketiciye rahat bir nefes aldıran bu bilgilendirme metnini aşağıda bulabilirsiniz:

Değerli Banvit Dostları,

Beyaz et ile ilgili medyada yer alan gerçek dışı haberlere son noktayı koymak üzere bir açıklama yapma gereği duyduk.

Hayvancılık sektörünü uzaktan bile tanımayan bir radyasyon onkolojisi uzmanının mesnetsiz inançlarına medyada sansasyonel başlıklarla ve sorumsuzca yer verilmesi, gıdalarla ilgili bilgi kirliliğini en yüksek seviyeye çıkartmıştır. Bu konuda gerek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcilerinin, gerek Veterinerlik Fakülteleri'nden uzmanların ve Gıda Güvenliği Derneği'nin açıklamalarına http://www.banvit.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Özetle:

- Hormon kullanımı ülkemizde kesinlikle yasaktır.

- Civcivlerin antibiyotik verilerek hızla büyütüldüğü iddiası tamamen gerçek dışıdır.

- Ülkemizde gıda güvenliği ile ilgili AB standartlarının aynısı uygulanmaktadır.

- Bu standartlar hastalık durumu dışında antibiyotik kullanımını yasaklar.

- Bakanlık veterinerleri kesime gidecek her sürü üzerinde antibiyotik, hormon ve diğer kimyasal maddelerin analizini yapar: kalıntı çıkan sürüler kesime gönderilemez.

- Yetiştirilen piliçlerin ve yetiştirildikleri ortamların insan sağlığına zararlı etkileri yoktur.

- AB standartlarında üretim yapan Banvit, Bakanlığımızın tüm gıda güvenliği uygulamalarına harfiyen uymaktadır. Tüm ürünlerimizi güvenle tüketebilirsiniz.

Yanlış, eksik veya çarpıtılmış bilginin yarattığı kirlilik, toplum sağlığına zarar vermektedir. Sorumsuzca üretilen bu hurafelere lütfen itibar etmeyiniz.

Saygı ve sevgilerimizle..

BANVIT AŞ.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

18 Nisan 2012 Çarşamba

Kolay bir yemek tarifi veriyorum

kıymalı börekgibi oluyor. Hele de evde kavrulmuş kıyma varsa. Ekmeğin içine kıyma koyup tost makinasına koyun çok leziz oluyor. ekmeğin üzerine yağ da sürmedim.  evde yemek olmadığında , canınız tost çektiğinde hatta börek, süper ...

bir de biber salçaları var ki harika tadı. acılı olanı aymar gibi. ceviz, kırmızı biber karışımı yapılanı. acısı daha da az olsa harika olacak. ekmeğin üzerine sür ye enfes...

Sana yağı yemek tariflerine göndersem mi:)

14 Nisan 2012 Cumartesi

Saatler mi durmuş zaman mı-Ayşe Tunalı

bloger saat dilimim?

Benim saatim hangi zaman diliminde, hangi ülkede:)) hangi dilime almalıyım. bir denedim, iki olmadı... 01, 05 saatleri gösteriyor. uykudayken mi yazıyorum:)

Senle ayrıldığımızda saatim durmuş. 11:55 . Bıraktım sonrasıda böyle kalsın.hep bu zaman da kaldı saatim de ben de.... böyle derken  şu şarkı aklıma geliyor; saatler mi durmuş zaman mı böyle bir şeydi güzel söylüyor bu şarkıyı Ayşe Tunalı idi sanırım. dinleyeyim.....

ömür, öbür

Sensizlikten/ Sensizlik takıntım....
              
 Süslü cümleler kurmaya lüksümüz mü yoktu zamanımız mı? Yoksa ayıp mıydı? Elbet ayıp değil ama ayıp diye yetişmişsen eğer... karşındakine seviyorum diyemezsin. hele bir erkeğe. hıhıhı olarak dersin. (melodik)
bazıları da fazla yapıyorlar, cilveydi, süsme bakıştı gerksiz buluyorum, hiç tanımadığına...
süslü cümleler kuracaktık çıkmadı karşımıza o sevdalar diyenler de var...
kurmaya ne gerek var diyenler...

Süslü cümleler kuramadık hayatı istedikleri gibi yaşamamızı bekleyenler gibi yaşadık... gereklilikler gereği, gereksizlikler gereği, zamanı geldiğinde dedik zamanı değiştirenler, yüreğimiz vardı maddiyata göre yaşadık. ne maddiyat ne başkalarının saçmalığı dürüstlük olsun dedik dürüst olmayanlara çattık bir baktık ömür bu... ömrüme ömür katar dediğin ömrünü çaldı, ömrünü törpüledi... şans buya bu da kim dedikleri ömürlerine ömür kattı .....

11 Nisan 2012 Çarşamba

Veda etmeden

Vedaları sevmem. Birine, bir yere veda edersin. O İnsanı tanıdığına sevinirisn. her bitiş yeni başlangıçları açar, yeni yerler, yeni insanlar tanımanın sevinci ile yol alır bazıları... Ben o andayımdır. birine veda edip bir başkalarına yol açıyor diye düşünemem, sevinemem. Ölümdür koparan bizi. Dört- beş yıl gibi uzun süre yurt dışında yaşamaktan dolayı görüşememezliklerdir derken artık İstanbulda da yıllarca görüşememezliklerin de olduğu aklıma geliyor. ben İstanbul da ki görüşememe durum/sebeblerini değil de hasret sebebiyle görüşememeyi ele alıyorum... Böylesi  ayrılırken üzüntü var, bir daha görüşememe var ama sanki bir daha görüşecekmişcesine uzaklaşmak vardır ben de görüşemeyeceğimizi bilsemde, en kıs zaman da olabilirsede... görüşemeyeceğimi bilirsem üzüntüsü derin diğerinde umut var sevinç var hasretinden.

Bunca uğursuzlukta ben miyim uğursuz!

Uğursuz mu? Bunca uğursuzluklar arasın da ben miyim uğursuz? Bunca uğursuzluklar da uğuru bulmak zor. Ve bunca uğursuzluk arasında uğur olan benim... Uğur hep iyilere gitmez. Kalmadı da fazla. Elbet çıkarcılar çoksa şansta yok olur... Şansa kaldık ya işini doğru yapan pek yoklarda, artık şansı/uğuru da yuttular!

2 Nisan 2012 Pazartesi

Şimdi senden vaz mı geçmeli/anladım ki her şey sensin-Yalın

İşte Aranan İkili: Projektör ve Kamera

Bir kamera düşünün ki kaydettiğiniz anılarınızı küçük ekranlara sığdırmanızı istemiyor. Kaydettiğiniz görüntüleri geniş duvarlara ve istediğiniz herhangi bir yüzeye yansıtmanıza olanak sağlıyor. Yeni Sony Handycam, projeksiyon özelliğiyle her alanı bir sinema salonuna çeviriyor. Kısa ve eğlenceli tanıtım videosunu izledikten sonra siz de neden bahsettiğimi anlayacaksınız.

Eskiden bilimkurgu filmlerinde rastladığımız teknolojilerden biri daha hayatımıza giriş yaptı. Şimdi isterseniz kışın ortasında önceki yaz tatilinizi evinizin duvarına yansıtarak sevdiklerinizle izleyebilir hatta bunu bir alışveriş merkezinin dinlenme alanında bile yapabilirsiniz. Sony Projektörlü Handycam seçimi size bırakıyor.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

20 Mart 2012 Salı

tuvalette kitap /gazete okumak bence berbat

Ayşenur Yazıcı nın soyadın da eklenti gördüm evlendimi diye bakarken röportajını gördüm okumaya başladım uzundu pek sevmedim yorgunum uzun alışveriş saatleri geçirdim, iş,güc derken.. röportaj tarihide eski. eşleri hakkında diyince okumaya başladım.
sevimli hoş insan. Şuraya takıldım ama :))) yani çantasında, odada, wc de birer kitap bulundururmuş.:) . şaşırtıcı durumda. Tuvalette kitap okumak!! gazete bile hoş değil bence. hele alerjilerin varsa nefes bile alamazken. banyo çok güzelse de yani kitap okumayı hiç tercih edemem tuvalette. müzik olabilir ama:) şöyleki müzik olabilir diyorum duyguları, hisleri, bizi harekete geçirdiği için...
Ama kişi kabızsa dergi bakmak iyi olabilir.:)

Şimdiye Kadar Yedik; Ama Artık Yemezler!

Tarifler, reçeteler, doğal hayat ipuçları falan konuşuyoruz ama sağlıklı yaşam konusunda aklımızı daha çok kurcalaması gereken konu GDO, yani “genetiği değiştirilmiş organizmalar”.

Gündemdeki bu konu hakkında aksiyon almamızı sağlamak isteyen Greenpeace de güzel bir kampanya başlatmış; Yemezler! “Yemezler” ile isteyenler sadece konuşmak yerine, bir imza vererek bu sorunun çözülmesine katkı sağlayabiliyor.

Siz de dilerseniz buradan imza atıp, hala vakit varken GDO’ların ülkemize girmesine engel olabilirsiniz.
www.yemezler.org/?ref=199664

Evet, sadece bir imza atıp kampanyayı paylaşarak et, süt ve diğer gıdalar şeklinde yavrularımızın, ailemizin tabağına koymak zorunda kalacağımız GDO’larla daha güçlü şekilde mücadele edebiliriz. 12 GDO zaten serbestmiş, kalanlarını durdurmak sizin elinizde.

Kampanyaya katılanlar, bir de rozet toplayıp tişört, bardak kazanabiliyor.

Bu arada, bu GDO nedir ne değildir. Tehlikesi neymiş diyenler aşağıdaki videoyu izleyip, paylaşabilir.

#yemezler

Bir bumads advertorial içeriğidir.

19 Mart 2012 Pazartesi

İnsan bir kere birine geç kalır, ve bir daha hiç kimse için acele etmez !

İnsan bir kere birine geç kalır, ve bir daha hiç kimse için acele etmez !

Bakmakla aşk olsaydı;

Bakmakla aşk olsaydı Leyla-Mecnun yerine Okuz-Tren, Asli-Kerem yerine de Kedi-Ciger aski destan olurdu!..

6 Mart 2012 Salı

Birini sevmek kendini bırakmakmış.

Birini sevmek kendini bırakmakmiş. Kendi yapmak istediklerini onunla paylaşmak güzel ama bundan daha çoğu onun istedklerini seversin kendini bırakırsın. Birini bırakmak kişiyi üzer üzülmeyen sorumsuzdur ayrı konu. Kendini bıraktığını farketmezsin. aşka düşmüşsündür. aşk biterse çok büyük acılar. aşklarda bitecek demeyendensen. kendin nasıldın bilemezsin. kendini kendin gibideğilde oluşmaya çalışırsın acıların azalıdığındaa.. aşk bitmezsse güzel .bir müddet sonra onun sevdiklerinin yanında kendi sevdiklerini de onunla paylaşmayı seversin. senden önce O kişi senin sevdiklerini paylaşmayı akıl etmemiş istememişsse bu da vahim. Karşılıklı vefalı bir yastıkta :)  sevgilere, aşklaraa....

Ben sen de tutuklu kaldım-Sezen Aksu

Adillik, Zaman

artık erkekler neden  kilosu az kadın seviyor? masraf olmasın diye:)) yemekten tasarruf. az yer masraf olmaz. kendileri yesin şişsin. ama bakımlı isterler kuaföre manüküre ayakkabıya para gerek. eskiden belki epey eskiden:) kilolu hanımlar sevilirdi makbuldu o zaman da saç baş kıyafet masrafı çok azdı. evet bakım istiyorlar bir bayanın bakımı, harcamaları fazla para. ama Valla epeyde masrafsız vefalı çalışkan çoğu Türk kadını... Baksan temizliğe yardımcı gerek, giyim kuşam, gezmek, makyaj, bakım hepsini kendi yapıp bir de eve bakıp birde böyle bir adama bakmak :((!  ve enteresandır hatta sinirdir ki kadın çalışıp parayı getirsin adam neredeyse evde otursun!!!. beraber yapalımmış hayat müşterekmiş. yemeğide beraber yapın o haldeee... Adalet pek yok. hele birde en kızdıklarımdan zaman aşımı. İşlenen suçun zaman aşımı mı olur. İnsanlık aşınmışsa  olur! Zamana göre değişimler oluyor yaşam da kadında erkekte doğada bu normaldir ama hakların olmaması, yok sayılması! adillik her zaman olmalı...
Not: Doğaya zarar verilerek oluşan değişimler normal değildir!

3 Mart 2012 Cumartesi

Kartalkaya'yı Ateşleyenler

Hayalin bir dağın tepesine karlarla kaplı olsa da ateşle iz bırakmak kadar zor bir şey olsa bile peşini bırakma. Önce hayal eder, sonra o hayale inanırsın; nasıl yapabileceğini tasarlar ve denersin, yılmadan. Yeterince denersen, neden olmasın?

Onlar tam da bunu yaptı. Karlarla kaplı Kartalkaya’nın zirvesine ateşle iz bırakabileceklerine inandılar. Burn, sadece ihtiyaç duydukları cesaret ve enerji desteğini sağlayarak bir hayali ateşledi. Onlar da tutkularının peşinde yola çıktılar. Boardlarını hazırladılar, pompalarla modifiye ettiler, rampalarını kurdular ve kaydılar. Olmadı, baştan aldılar, onları amaçlarına ulaştıracak şartları gerçekleştirmeyi başarana kadar, tekrar tekrar.

Ve 3. gün de bitip gece yarısı olduğunda Kartalkaya’da istedikleri ateşi yakmayı başardılar. Çektikleri videoyla da ‘İçindeki kıvılcım nasıl kocaman bir ateşe dönüşür’ü hepimize gösterdiler. Tutku ve cesaretle yanmayacak ateş yoktu, inandık. Burn, gençleri tutkularından başka bir şeye kulak asmadan, istediklerini alana kadar denemeye, vazgeçmeden denemeye çağırıyor. Tutkuları cesaretle besleyen kocaman bir ateş yakmak için Burn gençleri ateşlemeye devam edecek.

İçindeki kıvılcımı farket ve büyüt. Burn ateşler.

http://www.facebook.com/BurnTurkiye

Bir bumads advertorial içeriğidir.