can yücel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
can yücel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ocak 2012 Salı

Biraz değiştim-Can Yücel

Biraz değiştim-Can Yücel

Biraz değiştim,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
 Değiştim,
 Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
 Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
 Ben benimle savaşıyorum,
 Seninle değil!
 Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın
 Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
 Sorun değil!
 Elbet alışırım,
 Biraz alıştım,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
 Alıştım,
 Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma,
 Ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum,
 Bir yanım bırak diyor bir yanım –ma,
 Kesin değil!
 Henüz tanıştım,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
 Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,
 Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda,
 Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda…
 Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha,
 Samimi değil!
 Bir hayli kırıldım,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
 Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
 Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
 Aslında ne sana, ne olanlara…
 Kendime kırgınım…
 Maziye hiç değil, an’a kırgınım.
 Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
 Dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
 Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına…
 Bir hayli kırgınım…
 Beni ben kırdım oysa,
 İyi değil!
 Galiba yoruldum,
 Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
 Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
 Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
 Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum!
 Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum,
 Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum,
 Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık,
 Ki seni sorgulamamasını nasıl beklerim,
 Toprağa bakan yanım senden zaten ayrı,
 Sana bakan yanımsa toprakla aynı,
 Ne yaparsan yap gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin,
 Gözlerim yorgun, dudaklarım hissiz,
 Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır,
 Sarılmadan geçip giden uğurlamaların kavuşmaları hep beklentisiz,
 Söyleyemediklerini söylesen de şimdi, sesine aşina yanım onca sessizlikten sonra artık sağır!
 İsteyerek değil!
 Çok çalıştım,
 Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı “git” izine,
 Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine,
 Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen,
 Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için çok çalıştım,
 Daha önce de gitmiştim, kendi isteğimle!
 Anladım ki daha önce sevmemiştim,
 Çok çalıştım inan,
 Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye,
 Her defasında daha da tozlaşan canımı kırmadan korumaya,
 Ve alışmaya kendime, bu göz gözü görmez dumanlı halime,
 Çok alışmaya çalıştım hem de,
 Tanıştım seninle doğan yanımla da ölen yanımla da,
 Birini yaşattım, yaşatıyorum da hala ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da!
 Yorulmak dinlenmekle geçmiyor,
 An be an çöküyor insanın içindeki güç,
 Işığı sönüyor, beyaza dönüyor rengi gitgide, hissizleşiyor,
 Ne yormak istedim seni ne de yormak kendimi,
 Çok çalıştım,
 Gitmeye de kalmaya da,
 İkisi de aynı acı,
 Kolay değil!
 CAN YÜCEL

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Şimdi Yaşamak Zamanı

Şimdi Yaşamak Zamanı
yemek de boş içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.

Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.

Bisikletinin gidonunu
Tam zamanında çevirmelisin
Düşmemek için;
Tam zamanında frene basmalı,
Tam zamanında yola koyulmalısın.

Tam zamanında okşamalısın basını
O üzüm gözlü çocuğun
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.

Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.

Tam zamanında tutmalısın düşerken
Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuğu.

Tam zamanında acımalı yüreğin
Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına
Evsiz kalınca çoluk çocuk
Ki uzatasın elini bir parça.

Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.

Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.

Tam zamanında öğretmelisin oğluna
Gerekiyorsa yumruk atmayı
Tam burnunun üstüne
Tiksinmeden pisliğinden,
Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
Misketlerini zorla almaya çalışırsa.

Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.

Tam zamanında yatmalısın
Yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen
Sana emanetse çoluk çocuk
Ve kendin.

Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.

Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.
Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.

Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.

Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında âşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.

Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.

Haydi, şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi, kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI.

Can Yücel

Can Yücel Şiirleri

Öyle parçalandım ki ömrümde
Sevgi ile öfke arasında.
Sevgimi öfke vurdu, öfkemi sevgi kaçırdı,
içim parçalandı arada

Can Yücel