23 Eylül 2013 Pazartesi

Aldığım ve Alacağım Kitaplarım

Şimdilik aldığım kitaplar daha doğrusu sipariş verdiğim ama tedariği olmasada ben temin edeceğim Karadayı başladı hızlı yazayım. almak üzere seçtiklerimi de sonra yazarım. Lizbon da gece trenin de Polonya tarihini anlatmıyor değil mi anlatıyorsa az mı çok mu anlatılmış. almayı düşünüyorum...

Aldıklarım:

Dostluk Ekmeği

Mutluluğıun Öteki Yüzü

Mart Menekşeleri 

İçeriklerini okudum, kitap kapağı da önemli konusunu bilmeyince ve kitabın ismide. yoksa çok satanlar adıyla yayınlanan kitapları alma taraftarı pek değilim. ve öylede çok kitap/yazar var ki bilemiyorum haliyle. bilmeden iyileri de bulmak istiyorum....

Diğer kitapları sonra mı alsam acaba? Fiyat karşılaştırması yaparım-mı. Bu kitapları okuyana dek indirim kampanya da olabilir ama beklemesem mi:) aklımda kalacağına kitaplıkta olsun da birini bitirip diğerine geçmek için beklemek zor. birini biraz oku diğerlerini şu saat gün sabredemem. bakalım. ay yeni kitaplarım oldu ne güzeelll:)))

Alacaklarım:

Senden Önce Ben

Lanetli

Küçük Düşler Büyük Umutlar

Gerçek Renkler

Lizbona Gece Treni

Erkekler Göçmen Kuşları mıydı adı İ.Aral bunu bakacağım...

E-Kitap okuyucu mu alsam acaba hani kitapların yeri farklıda bu da olsun bu da başka özen, tat.


kitap alacağım da benim okumayı çok istediğim kitap olsun. ortalma olmasın derken okumaktan yoruldum bir kaç tane alayım da derken kaç adet oluyor nerdeyse 30 kitap alacağım. hepsini okuyamayacağıma göre. birde birebir olsa kokusu başımı döndürecek 50 adet alacağım:)
hayıırrr böyle pembe dizi gibi aşk romanı olmasın aman... aşk romanı da istmiyorum da aşk olurda böyle vıcıklı değil.............. neyse.

22 Eylül 2013 Pazar

yarın sabah yedi de kalkıp yedi saat koşup yedi kilo vereceğim. yedi mi yemedik:) . yemeği daha az yesek iyi olacak...

20 Eylül 2013 Cuma

Aşk kimsin dedi? Sen kimsin ki dedim. Tanışınca anlarsn dedi. lan bari gülen yüzünü gösterseydin!

15 Eylül 2013 Pazar

ya bide önemsize değer verip üzülüyorsun ya nede çoklar. asıl önemli birini bulursan sevinmeli şaşmalı. elmastan kıymetli. de insanlık demek farklılaşmışken epylerde zoorrr....
Seni hissetmeyen, anlamak  istemeyen, birini hissetme, hissettirme kendi haline bırak. hislerini hissetiremeyeni ise hiç kayle alma. yok yazık yok ayıp yok acabalar vakit kaybı hiç değmeyen insanlar... yalandan dolandan yaşayıp gidenlere dert değil zaten bunlar onlara böyle olanlar dert bide!

14 Eylül 2013 Cumartesi

evet Ben komik buldum gülüyorum. hayvanlar koklaşarak anlaşır derler insanlar ne koklaşarak ne konuşarak anlaşamaz. gülerim ötesi yok gerçek bu!
ben halaaa menengiç kahvesi alamadım. faydaları say say bitmemiş. saymaklabitmez gerçekten. ama ama şu var ki antep fıstığına benzer çekirdeği diyorken antep fıstığını seviyorum ama kahvede değil . menengiç kahvesi fıstık tadında mı ? türk kahvesini fazla içmekten tansiyon nabız yükseliyor.... hem fayda hem lezzet ne ala. acaba içerken mi faydası var başka ayarda mı? ah bide alınacak yere gidipte almayı unutmayayıımm.... carrefour da yok. kapalı çarşıda var mı? ben varmıyım gidecek güç.güç sağlık doğru insanlar, doktor, zaman, yer ola...

12 Eylül 2013 Perşembe

Konuşmak susmanın kokusudur.
Ya sus-git, ya konuş-gel, ortalarda kalma.
Yalan korkaklığın tortusudur.
Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma.

Özdemir ASAF
düşünüyorum da  insanlar hayvanları nasıl da seviyor, sahipleniyor, yemeğini hazırlıyor veriyor temizliyor, hayvanı temizliyor, veterinere götürüyor, karşılıksız neredeyse yapıyor bunları. yalnız kalmaktan, ses duymaktan değil.bazende tam bunun için yalnız kalammak ve ses olsundiye çünkü insanlarda bunu denk getiremeyişler, istememek. hayvan sevgisinden tamamen. ve belkide hareketli bir insan olduğundan hareket, ilgi olsun diye; hayvan;sürekli etrafında hareketli ilgili olacağından. Peki insanı niye böylesi kabullenip sevmezler onu anlamam. hep karşılık beklerler insanoğlunun çoğu.

komiksin diyor. işim bu diyor pişkince mi üzüntü duyarak mı cavap arayarak mı. işin değil karekterin bu ceabını al o zaman diyor..........
Sözlerimi çalmışsın oysa hepsi senindi, senin içindi. Zamanımı çalmışsın o da senin içindi. Hayatımı çalmışsın... Hayat benimdi! Senle olmak devam etmeyeyim..... kalbimi çalmasaydın.
of uykum gidiyor sonra gelmesi uzun sürüyor .diğer işler öncelikler yetişemiyorum ben....
Yuh diyorum ki ne yuhuuu hemde. olmamış.. belgin neydi kısa boylu tiyatrocu 65 yaşlarında mı botokstan anlaşılmıyor ama genç göstermeyi bırak daha yaşlı yapmış onu botoks... nilgün belgun ile yeni oyunculardan 23 yaşlarında duruyor çocuk / erkek svgili imiş. n.belgine yuh dedim sonra kime demeli düşüncesi... erkeğede yuh!! peki yaşlı erkek genç kadın yakışıyor mu hayıırrrr... hayırr... gerçekten aşıksalar evet olur... şaşırdım kadının bu haline. erkeğin haline iğrendim.... onca yaşıtı genç varken. ne kadar çok genç ve çok güzel kızlar kadınlar var tv.de. genç erkek oyuncular daha az. nufüsün çoğu kız demekki.....yani annane özleminden mi bunca yaş. gene sinir konuları yazdımda genelde böyle oluncaa konular. iyi olanlar konular, insanlarda nasılda az gösterilir, haber yapılır.
Üşüme Sen üşürsen ben ısınırım:))) espiri yaptım. zıt kutuplarız sözüne....
Kışın üşüyebilirsin:)

4 Eylül 2013 Çarşamba

Bir kahvenin bile,

Bir kahvenin bile kırk yıl hatrı varken benim mi hatırım yoktu Senin değerin mi yoktu hani değersize verilen değer!
hatır aramayalım o halde. değerde...

Sen

Ben bir gün sana gelmiştim. baktım ki Sende Sen yok vardım gittim. umutlarla gelmişken, umutsuzluk değil di boşluktu yaşadığım duygu giderken!

mevzu

Mevzu Sen değilsin mevzuyu  sen yapan benim. benim derken mevzu benim değil mevzuyu yapan benim.

dünya ahiret

gün gelir ettiğin duanın olmayışına şükredersin... Allah dualarımızın hakkımıza hayırlı olanlarını kabul etsin, olmayanları uzaklaştırsın. Allah hakkımıza hayırlı yaşamlar nasip etsin dünya ahiret.
yaz kış aynı kazakla dolaşıyorum. facebook'ta...

2 Eylül 2013 Pazartesi

Edepsizliği komiklik/gerçeklik  sayanlar! İnsanlar farklı kişilikler ne de olsa.

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Fırıncı Orhan'dan Ekmeğin Hikayesi

Türkiye’de ekmeğin hikayesi Fırıncı Orhan tarafından 1958 yılında Çukurambar’da açılan mahalle fırını ile başladı. Ekmekçilik tarihi ise 8 bin yıl öncesinden; insanların hububatı taşlar arasında kırıp ufaladığı, sonra da bunlara su katıp elde ettiği hamuru yassı bir kaya üzerine yayarak ateşte pişirdiği günlere kadar uzanır. İlkel insan topladığı hububatı ufalardı, aksi taktirde ne çiğneyebilir ne de yumuşatmaksızın sindirebilirdi.


Mısırlılar ekmekçilikten keyif alırdı, dahası onlar için ekmek, yaşamlarının simgelerinden biriydi. Ekmek Mısırlılar için o kadar önemliydi ki ölenler bundan sonraki hayatlarında da yoksun kalmasınlar diye mezarlarına bir parça ekmek konuyordu. Ekmek başlıca gıdaları olduğu gibi maaşlarını da ekmek üzerinden alıyorlardı. Piramitleri inşa edenlere emekleri karşılığında ekmek veriliyordu. Kişinin maddi durumu kaç somunu bulunduğuna göre ölçülüyordu.

Biracılıktan elde ettikleri mayayı ekmek hamurlarını fermente edip şekillendirmede kullanıyorlardı. Ancak hamurun nasıl fermantasyona uğradığını bir türlü çözemiyorlardı. Mısırlılar zamanla değişik unlar kullanıp çeşitli şekiller bularak ekmek somununu bir sanat yapıtı gibi işlemeye başladı.
Yunanistan’da ve Roma  İmparatorluğu’nda ekmek zamanla halkın başlıca gıda maddesi haline geldi. Yumurta ve yağ da katılmaya başlandığında ise ekmek artık lüks tüketim maddeleri arasındaki yerini almıştı. Daha beyaz ekmekler zenginlerin, pek tadı tuzu olmayan ekmekle ise fakirlerin sofrasını süslüyordu.

Ortaçağ Avrupa’sında Normanlar ekmekçilikte çavdar kullanmaya, hamurlarını da yorgan altında fermente etmeye başladı. Yayvan ekmekler revaçtaydı, çünkü hem tabak işlevi görüyor, hem de lezzetle yenebiliyordu.

Zamanla birçok toplulukta, pişirilen ekmeğin çeşidine göre Fırıncı Loncaları kurulmaya başladı. Loncalar dürüst fırıncılara kol kanat geriyor hem de topluluk içinde statü kazandırıyordu. 1958 yılında bir mahalle fırını olarak kurulan Fırıncı Orhan 2011 yılında Çukurambar’da yaptığı yatırım ile ekmeğin tarihine farklı bir devrin başlangıcını ekledi. Farklı ve lezzetli çeşitlerini her zaman en taze ve sıcak bir şekilde sunan Fırıncı Orhan geleneksel ekmek çeşitlerinin yanı sıra Dünya mutfağındaki Fransız bageti,ciabatta gb. Ekmekleri de tüketicilere orjinaline en yakın bir biçimde sunarak ekmek fırınlarına yeni bir vizyon verdi.

Fırıncı Orhan bir mahalle fırnındaki sıcaklığı müşterisine sunmasının yanında en kaliteliyi en lezzetli ve en makul olan fiyata satması ile de haklı bir üne kavuştu.

Fırıncı Orhan 7’den 70’e herkesin damak tadına uygun ürünleri ile ekmekçilik tarihindeki yerini hergün daha da çok arttırıyor.

Sizde daha önce Fırıncı Orhan lezzetleri ile tanışmadıysanız bir an önce size en yakın Fırıncı Orhan ile tanışın…

Fırıncı Orhan Çukurambar şubelerinde seçkin ekmek çeşitleri yanında, Fo gurme marketten diledğiniz gurme ürünü alabileceğiniz gibi Dünya mutfağından özel yemekleri tüketebileceğiniz Fo Resto’ya da uğramayı unutmayın.

Bilgi için www.firinciorhan.com.tr
Online sipariş ve catering için www.thegurme.com
Twitter.com/firinciorhan
Facebook.com/firinciorhan

Fırıncı Orhan Çukurambar
Alo Paket: 0312 284 33 33
Rezervasyon: 0312 284 33 06

Fırıncı Orhan Armada AVM
İletişim: 0 312 219 01 99

Fırıncı Orhan ParkOran
İletişim: 0 312 490 08 88

Fırıncı Orhan Okyanus Plaza
Alo Paket: 0 312 283 48 48
Rezervasyon: 0 312 279 22 23

Fırıncı Orhan Dolphin AVM
Alo Paket: 0 312 283 48 48

Fırıncı Orhan Yıldız
Alo Paket: 0 312 438 72 73

Fırıncı Orhan Göksu
Alo Paket: 0 312 280 79 79

Fırıncı Orhan Necatibey
Alo Paket: 0 312 229 03 03

Fırıncı Orhan Çayyolu
Alo Paket: 0 312 241 24 25

Bir bumads advertorial içeriğidir.

http://ush.re/pg7d 

21 Ağustos 2013 Çarşamba



"Eğer bir şeyi korumuyorsan, ona sahip olmayı haketmiyorsundur." 

18 Ağustos 2013 Pazar

ay hihahaha hiç güleceğim yoktiii :))))
"Bir adamın gerçek karakteri sarhoşken ortaya çıkar." Charlie Chaplin
a da mıınn... şarhoş olmaya gerek yok yada içmeye, içmemeye gerek yok!
"Yavaş yavaş ölüyoruz, dedi Kaplumbağa. Haklısın dedi Kelebek, ne uzun bir gün..."